Tasavvuf İlminde Nefsin Yeri
Tasavvuf İlminde Nefsin Yeri
Tasavvufun aklî bir ilim olmayıp aksine tecrübî, yani yaşandıkça tadılan ve idrâk edilen bir ilim olması sebebiyle tarifleri de çeşitli olmuştur. Her sûfî, içinde bulunduğu hale göre, tasavvufun tarifini yapmıştır. Bu tanımların iki bini geçtiği söylenmiş olmakla birlikte, mutasavvıfların sayısınca olduğunu savunanlar da olmuştur.
Yapılan bu tanımların çeşitliliği önemli ölçüde tanımı yapan sûfinin o anki mânevi hali ve mertebesiyle ilgili olmasından ileri gelmektedir. Mutasavvıflar güzel ahlâkın zıddı olan kötü huyların ve çirkin davranışların kaynağını nefis olarak görmüşler, bu doğrultuda nefisle yapılacak olan mücâhedenin amacı olan nefsin tezkiyesini ve kalbin hastalıklarından arındırılması olan kalbin tasfiyesini, tasavvufun başlıca konuları olarak ele almışlardır. Eski filozoflar ve ahlâkçılar dahi nefsin üzerindeki hakimiyet doğrultusunda onu itidâl noktasına çekebilmeyi güzel ahlâkın ölçüsü saymışlardır.
Nefisle ile ilgili derinlemesine mâlumata sahip, ahlâki inceliklerin tasnifini etkileyici bir şekilde yapmış olan Gazâlî’nin ahlâk ilmi de daha çok nefis ile ilgilidir. Bir başka deyişle o, nefsi eğitmeyi ahlâkı arıtmanın yolu olarak görmüştür. O, ahlâkın değiştirilemeyeceği hususunda ısrarlı olan fikr-i sabitlere de, Hz. Peygamber (sav)’in “Ahlâklarınızı güzelleştiriniz” şeklinde buyurduğunu hatırlatarak, vahşi bir hayvanı bile eğitebilmek mümkün iken, akıl sahibi insanın böyle bir kabiliyette olmadığını öne sürmenin basiretsizliğini gözler önüne sermiştir.
Dolayısıyla, Hz. Peygamberi (sav)’i en yüksek ahlâk örneği olarak kabul eden Tasavvuf ilmi Kur’ân ve Sünnet rehberliğinde, her amelinde nefsinin süflî arzularının peşinden gitmek yerine, Allah (cc)’ın rızasını kazanmayı gaye edinmiş bir kul olabilmeyi, güzel ahlâklı bir kul olabilmek olarak tanımlamıştır. Bu doğrultuda tasavvufun özünü oluşturan nefsin tezkiye ve kalbin tasfiyesi ve bu mücâhede ile birlikte kazanılacak olan güzel ahlâk kavramlarının tanımlarına daha yakından bakmak gerekecektir.
İmam-ı Gazali’de Nefsin Mertebeleri – Murat İsmailoğlu