RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ
RAMAZAN AYI ve FAZİLETLERİ
Ramazân-ı şerifin tüm saatleri hatta dakikaları dahi çok değerli olmakla birlikte belli zaman dilimlerinin fazileti hakkında özel bazı hadîs-i şerîf ve rivayetler mevcuttur.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ramazan ayının başı büyük bir rahmettir, ortası tam bir mağfirettir, sonu ise cehennemdem âzâttır.”
(İbnü Ebi’d-dünya, Fadâil-ü şehr-i ramazan, no:37,sh:57….)
Bu itibarla ilk onu, gecesiyle, gündüzüyle, İlâhî rahmetin coşup taştığı bir mevsimdir.
Gerçi Ramazân-ı şerifin her gecesinde ve gününde rahmetler, mağfiretler ve cehennemden beraatler yağmakta olduğunu ifade eden bir çok sahih hadîs-i şerîf mevcutsa da ilk onda rahmet, ikinci onda mağfiret, üçüncü onda ise cehennemden âzât daha ziyâde tecelli etmektedir.
Ebû Hureyre (r.a.)’dan rivayet edilen bir hadîs-i şerifte Rasûlullâh (s.a.v.) şöyle buyurmuştur:
“Ramazan ayında ilk gece olduğunda şeytanlar ve azgın cinler zincire vurulur; cehennem kapıları sıkıca kapatılır, artık (ramazan boyu) ondan hiçbir kapı açılmaz.
Cennet kapıları tamamen açılır, artık onun hiçbir kapısı kapanmaz ve bir münadi (çağırıcı);
‘Ey hayır dileyen (hakka ibadete) gel! Ey şer dileyen! (günah işlemekten) vazgeç (artık)!’ diye çağırır.”
(Tirmizî, Savm:l. No:682, 3/66-67,Neseî, Sıyam:3…)
Abdullah İbni Abbâs (r.a.)’ dan nakle göre; O Rasûlullâh (s.a.v.)’i şöyle buyururken işitmiştir:
“Ramazan ayının ilk gecesi olduğunda, Arşın altında bir rüzgar eser ki ona (hareket geçiren anlamında) ‘MüsîRa’ denilir.
O cennet ağaçlarının yapraklarını ve (cennet köşklerinin) kapı kanatlarının tokmaklarını sallayarak öyle bir ses çıkartır ki bundan dolayı, dinleyenlerin, kendisinden daha güzelini işitmedikleri pek hoş nağmeler duyulur.
Bunu işiten hûr-i î’yn sıçraya sıçraya cennet (saraylarının) şerefelerine çıkarlar ve:
‘Bizi Allah’tan isteyen yokmu ki onu (bizimle) evlendirsin?!’diye seslenirler.
Sonra iri gözlü ve beyaz tenli hûrîler (cennet bekçisine):
‘Ey Rıdvân! Bu gece ne gecedir?’ derler. O kendilerine ‘Buyrun!’ diye cevap verdikten sonra:
‘Bu Ramazan ayının ilk gecesidir ki Muhammed (s.a.v.)’in ümmetinden oruç tutanlar için cennet kapıları kendisine açılacaktır!’ der.
Bunun üzerine Allâh-u Azze ve Celle:
‘Ey Rıdvân! Cennet kapılarına aç! Ey Malik Ümmet-i Muhammed (s.a.v.)’den oruç tutanlara cehennemin kapılarını kapat!
Ey Cibril! Yeryüzüne in de, azgın şeytanları bağla ve onları bukağılar içinde zincirle, sonrada onları denizlerin dalgalarına at ki, Habîbim Muhammed (s.a.v.)’in ümmetini (n oruçlarını)ifsad edemesinler!’ buyurur.”
(Beyhakî,Şu’abu’l-îman, no:3421, 5/276-278, Münzirî,…)
Peygamber efendimiz (s.a.v.), Ramazan-ı şerifin fazileti hakkında buyuruyor ki:
“Ramazan ayı mübarek bir aydır. Allahü teâlâ, size Ramazan orucunu farz kıldı. O ayda rahmet kapıları açılır, Cehennem kapıları kapanır, şeytanlar bağlanır. O ayda bir gece vardır ki, bin aydan daha kıymetlidir. O gecenin [Kadir gecesinin] hayrından mahrum kalan, her hayırdan mahrum kalmış sayılır.” (Nesai)
Ramazan ayı gelince, “Hayır ehli, hayra koş, şer ehli, kötülüklerden el çek” denir. (Nesai)
“Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. “(Taberani)
“Ramazan gelince, Allahü teâlâ meleklere, müminlere istiğfar etmelerini emreder.” (Deylemi)
“Farz namaz, sonraki namaza kadar; Cuma, sonraki Cumaya kadar; Ramazan ayı, sonraki Ramazana kadar olan günahlara kefaret olur.” (Taberani)
“Peş peşe üç gün oruç tutabilenin, Ramazan orucunu tutması gerekir.” (Ebu Nuaym)
“Bu aya Ramazan denmesinin sebebi, günahları yakıp erittiği içindir.” (İ.Mansur)
“Ramazanın başı rahmet, ortası mağfiret, sonu ise, Cehennemden kurtuluştur.” (İ.Ebiddünya)
“İslam, kelime-i şahadet getirmek, namaz kılmak, zekat vermek, Ramazan orucunu tutmak ve haccetmektir.” (Müslim)
“Allahü teâlânın, gözlerin görmediği, kulakların işitmediği ve hiç kimsenin hayaline bile gelmeyen nimet dolu sofrası, ancak oruçlular içindir.” (Taberani)
İmam-ı Rabbani hazretleri de buyuruyor ki:
“Mübarek Ramazan ayı, çok şereflidir. Bu ayda yapılan, nafile namaz, zikir, sadaka ve bütün nafile ibadetlere verilen sevap, başka aylarda yapılan farzlar gibidir. Bu ayda yapılan bir farz, başka aylarda yapılan yetmiş farz gibidir. Bu ayda bir oruçluya iftar verenin günahları affolur. Cehennemden azat olur. O oruçlunun sevabı kadar, ayrıca buna da sevap verilir. O oruçlunun sevabı hiç azalmaz.
Bu ayda, emri altında bulunanların, işlerini hafifleten, onların ibadet etmelerine kolaylık gösteren âmirler de affolur, Cehennemden azat olur. Ramazan-ı şerif ayında, Resulullah, esirleri azat eder, her istenilen şeyi verirdi. Bu ayda ibadet ve iyi iş yapabilenlere, bütün sene bu işleri yapmak nasip olur.
Bu aya saygısızlık edenin, günah işleyenin bütün senesi, günah işlemekle geçer.
Bu ayı fırsat bilmeli, elden geldiği kadar ibadet etmelidir. Allahü teâlânın razı olduğu işleri yapmalıdır. Bu ayı, ahireti kazanmak için fırsat bilmelidir.
Kur’an-ı kerim Ramazanda indi. Kadir gecesi bu aydadır. Ramazan-ı şerifte iftarı erken yapmak, sahuru geç yapmak sünnettir. Resulullah bu iki sünneti yapmaya çok önem verirdi.
İftarda acele etmek ve sahuru geciktirmek, belki insanın aczini, yiyip içmeye ve dolayısıyla her şeye muhtaç olduğunu göstermektedir. İbadet etmek de zaten bu demektir.
Hurma ile iftar etmek sünnettir. İftar edince, (Zehebez-zama’ vebtellet-il uruk ve sebet-el-ecr inşaallahü teâlâ) duasını okumak, teravih kılmak ve hatim okumak önemli sünnettir.
Bu ayda, her gece, Cehenneme girmesi gereken, binlerce Müslüman affolur, azat olur.
Bu ayda, Cennet kapıları açılır. Cehennem kapıları kapanır. Şeytanlar, zincirlere bağlanır. Rahmet kapıları açılır. Allahü teâlâ, bu mübarek ayda Onun şanına yakışacak, kulluk yapmayı ve Rabbimizin razı olduğu, beğendiği yolda bulunmayı, hepimize nasip eylesin!
Açıktan oruç yiyen, bu aya hürmet etmemiş olur. Namaz kılmayanın da, oruç tutması ve haramlardan kaçınması gerekir. Bunların orucu kabul olur ve imanları olduğu anlaşılır.”
Ramazanda oruç tutmak hakkındaki hadis-i şeriflerde buyuruluyor ki:
“Ramazan orucu farz, teravih namazı ise sünnettir. Bu ayda oruç tutup, gecelerini de ibadetle geçirenin günahları affolur.” (Nesai)
“Ramazan orucunu farz bilip, sevap bekleyerek oruç tutanın günahları affolur.” (Buhari)
“Ramazan orucunu tutup ölen mümin, Cennete girer.” (Deylemi)
“Ramazan bereket ayıdır. Allah bu ayda, günahları bağışlar, duaları kabul eder. Bu ayın hakkını gözetin! Ancak Cehenneme gidecek olan, bu ayda rahmetten mahrum kalır.” (Taberani)
“Ramazan ayında ailenizin nafakasını geniş tutun! Bu ayda yapılan harcama, Allah yolunda yapılan harcama gibi sevaptır.” (İbni Ebiddünya)
“Oruçlunun susması tesbih, uykusu ibadet, duası makbul, ameli de çok sevaptır.” (Deylemi)
“Oruçlu iken çirkin konuşmayın! Birisi size sataşırsa, ‘Ben oruçluyum’ deyin!” (Buhari)
“Ramazan-ı şerifte, oruç tutmak çok sevaptır. Özürsüz oruç tutmamak büyük günahtır. Hadis-i şerifte, (Özürsüz, Ramazanda bir gün oruç tutmayan, bunun yerine bütün yıl boyu oruç tutsa, Ramazandaki o bir günkü sevaba kavuşamaz)” buyuruldu. (Tirmizi)
Ama dini bir mazeret varsa oruç tutmamak günah olmaz.