Kur’ân-ı Kerim Kâinatın Kalbidir
Kur’ân-ı Kerim Kâinatın Kalbidir
Kur’ân-ı Kerîm, kâinatın ve özellikle insanlığın ruhudur, canıdır, kuvvetidir, nefesidir, âlemin ayakta durması için en büyük garantidir.
Kur’ân-ı Kerim elimizde, dilimizde ve gönlümüzde bulunduğu sürece kıyamet kopmayacaktır. Onunla amel edildiği sürece, şahıs ve milletlerin de düzeni yıkılmaz, huzuru bozulmaz. Onunla öğretilen ilâhî dostluk ve ahlâk terkedilince, ortada insan ve insanlık diye bir ey kalmaz. Belki dünya şekil olarak ayakta durur, fakat yüce Rabb’inin dostluk ve terbiyesinden kaçan insan, ruh depremi yaşar, maneviyatı altüst olur, değerleri kaybolur, hakiki insanlıktan çkar, dengesi bozulur, et ve kemikten ibaret bir varlık olarak ortada kalır. Bu kimsenin günah karanlığı içinde dünyası karardığı gibi Allah korusun, ebedî hayatı da gazap ve azap içinde kalır.
Kur’ân-ı Kerim insanı düşünmeye, derin tefekküre sevkeden bir kitaptr. O her yönüyle insan ve varlığı fikrettirir. Gaybdan bilgi verir; insanın müşkülünü giderir, ıstırabını dindirir. Geçmiş milletlerin hallerinden, gelecekteki nimet ve tehlikelerden bahseder; insanı düşündürür, ümitlendirir, korkutur, güldürür, ağlatır.
Kur’ân-ı Kerîm, insanlığı filozofların hezeyanlarından, kıssacıların yalanlarından, şeytanların tuzaklarından kurtaran bir kitaptır.
Aklına, aklını bile tarif ettiremeyen filozof, insanlığın önüne çıkıp akıl ötesi şeyleri tarife kalkınca, aklı şaşırdı, zihni karıştı, gözü karardı ve mecburen bocaladı. Bir şey üreteyim derken çok şeyini tüketti, müşkülü çözeyim derken kördüğüm etti. Eğer, Kur’ân-ı Kerîm imdadımıza yetişip akılla bilinmez, gözle görülmez bu hakikatlerin üzerindeki perdeyi bir derece kaldırmasaydı, insanlık kıyamete kadar şaşkınlık içinde kalırdı.
Kur’ân-ı Kerîm, insanoğlunun, “Ben kimim, nereden geliyorum, nereye gidiyorum?” sorularına en güzel cevabı veren, onun meçhule gidiş korkularını dindiren; hayatı sevdiren, ümit veren, ölümü yeni bir doğum gösteren, önündeki cehennemden çekindiren ve ebedî saadet yurdu cennete davet eden bir kitaptır.
ilim, kur an, cennet, cehennem, filozof, Gayb, amel, ilahi, ruh, kainat, tefekkür, ahlak, ilâhî dostluk,maneviyat, azap, ölüm, doğum,