Cenazenin Yıkanması
Cenazenin Yıkanması
Cenazelerin tekfin ve teçhiz işlemlerinin önemini belirten Peygamber Efendimiz (s.a.v.) bir hadis-i şerifinde şöyle buyurmuştur.
“Kim (vefat etmiş bir mümin için) mezar kazarsa, Allah ona cennette bir köşk bina eder. Kim bir cenazeyi yıkarsa annesinden doğduğu günkü gibi tüm günahlarından arınır. Kim bir ölüyü kefenlerse Allah ona cennet elbiselerinden bir elbise giydirir. Kim yaşlı mahzun bir kimseye tâziyede (başsağlığı) bulunursa, Allah ona takva elbisesi giydirir. Ruhlar içinde onun da ruhuna rahmet edilir. Kim başına musibet gelen bir kişiyi teselli ederse, Allah Teala ona, dünyada emsali olmayan iki cennet elbisesi giydirir. Kim cenazenin ardından gidip de defnedilinceye kadar beklerse Allah ona üç kırat (sevap) verir. O üç kırattan sadece bir tanesi Uhud Dağından büyüktür. Kim bir yetimi yada bir dulu himaye ederse Allah onu gölgesinde gölgelendirir ve cennetine koyar.” Taberaânî, el-Mucemü’l-Evsat, nr; 9292; Heysemi, Mecmau’z-Zevâid, 3/21
Müminin ölüsü de dirisi gibi hürmete layıktır. Yeni bir hayata başlayan kişi için müminlerin onun adına yapması gereken vazifelerden biri de onu yıkamaktır.
Cenazeyi Kimler Yıkamalıdır
Cenaze yıkayan kimsenin gusletmesi menduptur. Cenazeyi cünüp veya hayızlının yıkaması mekruhtur. Evlâ olan cenazeyi en yakın akrabasının yıkamasıdır. Ancak akrabaları arasında güzelce yıkayacak biri yoksa, verâ ve takva sahibi biri yıkamalıdır.
Yıkamanın Yapılışı
İki kişinin yıkaması güzel olur. Kullanılacak su temiz ve ılık olmalıdır. Teneşir tahtasının üzerine sırt üstü (yine ayakları kıble istikametine gelecek şekilde) yatırılır. Avret yerinin üzerine bir bez örtülerek elbiseleri çıkarılır. Yıkayacak kimse eline bir bez sararak yıkama işine hazırlanır. Teneşir tahtasının çevresi güzel kokulu tütsülerler üç beş veya yedi defa tütsülendirilir. Buhurlamak, buhurdanlığı teneşirin etrafında üç veya beş yahut yedi defa dolandırmakla olur. Yediden fazla buhurlanmaz. ( İbn Âbidîn, Reddü’l-Mubtâr, 5/202.)
Ölünün buhurlandığı yerler üçtür. Birincisi, ruhu çıktığı vakit fena kokuyu gidermek için yapılır. İkincisi, yıkanırken. Üçüncüsü de, kefenlenirken.
Cenazenin arkasından buhur yakılmadığı gibi kabirde de yakılmaz. Çünkü Resülullah [sallallahu aleyhi vesellem], “Cenazeyi yüksek sesle ve ateşle takip etmeyin!” (Ebü Davud, nr. 3173; Beyhakî, es-Sünenü’s-Suğrâ, nr. 856; Ahmed b. Hanbel, el-Müsned, nr. 10843.) buyurmuştur.
Cenazeyi yıkayacak kimse, “Gufrâneke yâ rahman” diyerek cenazeyi guslettirmeye niyet eder. Avret mahalline el sürmek, aynen oraya bakmak gibi haram olduğundan dolayı cenazeye taharet yaptıran kimse eline bir bez sarar. Eldiven yeterli olmaz. Eldiven, yalnızca elin necasete değmesine mani olur.
Önce avret örtüsünün altından istincâsını yaptırır. Ve sonra abdest aldırmaya başlar. İlk önce yüzünü yıkar, sonra ağzını açmadan dudaklarını, burnun içini, göbeğini ve başını mesheder. Ellerini dirseklerine kadar, ayaklarını da topuklarına kadar yıkar. Kulaklarının içini yıkar. Ölen kişi namaz kılmakla mükellef olmayan deli ve sabi bir çocuksa abdest aldırılır. (İbn Abidin, Reddü’l-Mubtâr, 5/204. )
Abdest işi sona erince başını, saçını ve sakalını sabunla güzelce yıkar. Evvela yüzünden başlar, başına mesheder. Sedirle (Sidr, yaprağı dövülerek yaralara sürüldüğü zaman iyileştirici bir etkisi vardır. Ayrıca kirleri çıkarır. Cildi temizleyip yumuşatır. Saçı sağlamlaştırır Özelliklerinden bazıları da sinekleri uzaklaştırması, sinirleri kuvvetlendirmesi ve cenazeyi tez manada çürümekten engellemesidir. ) ısıtılmış suyu üzerine döker. Bulabilirse başını ve sakalını, hatmi ile yıkar; bulamazsa sabun ve benzeri şeylerle yıkar. Bu, başında ve sakalında saç olduğuna göredir. Saçsız veya kısa saçlı olursa hatmi ile yıkamaz. (İbn Abidin, Reddü’I-Mubtâr, 5/206. )
Bu da bittikten sonra cenaze teneşir üzerinde sol tarafına yatırılarak sağ tarafı üç defa, sonra sağ tarafına yatırılarak sol tarafı üç defa yıkanır. Bundan sonra cenaze hafifçe doğrultulur (desteklenerek) ve karnına hafifçe bastırılır. Bu esnada herhangi bir yerinden pislik çıkarsa temizlenir (abdestinin yenilenmesi gerekmez). Her yatırmada cenazenin üzerine üç defa su dökülür ki sünnet yerini bulsun. Ama bundan ziyade veya noksan yapması da caizdir. Zira vacip olan bir defa yıkamaktır. Sünnet üzere yıkamak, bütün cesedi kaplamak şartıyla üç defa yıkamakla olur. Cenazeden çıkan pislik sebebiyle cenaze tekrar yıkanmadığı gibi abdesti de yenilenmez. Daha sonra bütün vücudu bir havlu veya bezle kurulanır. (İbn Abidîn, Reddü’I-Mubtâr, 5/206-207)
Cenazeyi yıkamak için su bulunmadığı vakit teyemmüm ettirilir.
Son Nefeste İman – Hüseyin Okur – Hâcegân