Tecdidi İmân ve Nikâh Duâsı
Tecdidi İmân ve Nikâh Duâsı
Tecdidi İmân: Yâ Rabbî! Hîn-i bülûgumdan bu âna gelinceye kadar, islâm düşmanlarına ve bid’at ehline aldanarak, edindiğim yanlış, bozuk i’tikâdlarıma ve bid’at, fısk olan söylediklerime, dinlediklerime, gördüklerime ve işlediklerime nâdim oldum, pişmân oldum, bir dahâ böyle yanlış inanmamaya ve yapmamaya azm, cezm ve kasd eyledim.
Peygamberlerin evveli Âdem aleyhisselâm ve âhiri bizim sevgili Peygamberimiz Muhammed aleyhisselâmdır. Bu iki Peygambere ve ikisi arasında gelmiş geçmiş Peygamberlerin cümlesine îmân ettim. Hepsi hakdır, sâdıkdır. Bildirdikleri doğrudur.
Âmentü billah ve bi-mâ câe min indillah, alâ murâdillah, ve âmentü bi-Resûlillah ve bi-mâ câe min indi Resûlillah alâ murâd-i Resûlillah, âmentü billâhi ve Melâiketihi ve kütübihi ve Rüsülihi velyevmil-âhiri ve bilkaderi hayrihi ve şerrihi minallâhi teâlâ vel-ba’sü ba’delmevti hakkun eşhedü en lâ ilâhe illallah ve eşhedü enne Muhammeden abdühu ve resûlüh.
Tecdidi Nikah: Tecdid-i imandan sonra, iki şahid yanında tecdid-i nikah yapmak iyi olur. Kolaylık olmak için, nikahı yenilemeye hanımdan vekalet almalı, iki şahid yanında, “Öteden beri, nikahım altında bulunan hanımımı, onun tarafından vekil olarak ve tarafımdan asil olarak kendime nikah ettim” demelidir. Camilerde Cuma akşamları yapılan meşhur tecdid-i iman ve tecdid-i nikahı cemaat ile okumak bu hükme dayanmaktadır. Camide, imam efendi, yukarıdaki ifadeyi cemaat ile birlikte söylerse, cemaat birbirlerine şahid olmuş, hanımından vekalet alanların nikahları tazelenmiş olur. Cemaat ile birlikte, “Allahümme innî ürîdü en üceddidel îmâne vennikâha tecdîden bi-kavli lâ ilâhe illallah Muhammedün resûlullah.” duâsını okuyanlar, “İmanınızı La ilahe illallah sözü ile yenileyin!” hadis-i şerifindeki emre uymuş olurlar.
Nikâh ve Duâsı
Dinimize göre nikâh ve duâsı şöyle yapılır:
İki veya daha çok müslüman erkek toplanır. Kadının vekîli mehr olacak altın sayısını söyler, bir sayıda uyuşulur. Nikah kıyacak kimse: önce erkeğin adını, meselâ Ahmed oğlu Salih yazar. Sonra kızın adını mesela, Ömer kızı Ayşe yazar. Sonra kadının vekîlini ve iki erkek şâhidin adını yazar. Sonra, uyuştukları mehr-i müecceli yazar. Sonra, istigfâr okur. E’ûzü Besmele okur.
(Elhamdü lillahillezî zevvecel ervâha bil eşbâh ve ehallennikâha ve harremessifâh. Vessalâtü vesselâmü alâ resûlinâ Muhammedinillezî beyyene-l-harame ve-l-mubâh ve alâ Âlihi ve Eshâbihillezîne hüm ehlüssalâhi velfelâh) der. E’ûzü Besmele çekip, Nûr sûresinin otuzikinci âyetini okur. (Sadakallahül’azîm) deyip, kâle Resûlullah, (En-nikâhü sünnetî femen ragibe an sünnetî feleyse minnî) sadaka Resûlullah. (Bismillâhi ve alâ sünnet-i resûlillah). Sonra, kızın vekiline dönüp Allahü teâlânın emr-i şerifi ile ve Peygamberimiz Hazret-i Muhammeden-il Mustafâ efendimizin sünnet-i seniyyesi ile ve amelde mezhebimizin imamı, imam-ı a’zam Ebû Hanîfe hazretlerinin ictihâdı ile ve hazır olan müslümanların şehâdetleri ile, vekîli olduğun Ömer kızı Ayşe’yi,…… lira mehr-i müeccel ve aralarında mâlûm olan mehr-i muaccel ile, tâlibi olan Ahmet oğlu Salih’e tezvîce, [helâllığa vermeye] vekâletin hasebi ile, verdin mi der. Sonra damada dönüp, yine (Bismillâhi ve alâ)dan başlayıp okur. Sen dahî, Ömer kızı Ayşe’yi,…… lira mehr-i müeccel ve aranızda mâlûm olan mehr-i muaccel ile, aldın mı? der. Her ikisine üçer kere sorar ve cevap alır. Ben dahî akt-i nikâh ettim der. Sonra, şu duâyı okur:
“Allahümmec’al hâzel akte meymûnen mubâreken vec’al beyne-hümâ ülfeten ve mehabbeten ve karara ve lâ tec’al beyne-hümâ nefreten ve fitneten ve firârâ. Allahümme ellif beynehümâ kemâ ellefte beyne Âdeme ve Havvâ. Ve kemâ ellefte beyne Muhammedin ve Hadîce-telkübrâ ve Âişe-te ümm-il mü’minîne. Ve beyne Alîyyin ve Fâtıma-tez-zehrâ. Allahümme a’ti le-hümâ evlâden sâlihan ve ömren tavîlen ve rızkan vâsi’an. Rabbenâ heb lenâ min ezvâcinâ ve zürriyyâtinâ kurrete a’yünin vec’alnâ lil müttekîne imâma. Rabbenâ âtinâ fiddünyâ haseneten ve fil âhıreti haseneten ve kınâ azâbennâr. Sübhâne Rabbike Rabbil izzeti ammâ yasifûn ve selâmün alel mürselin vel hamdülillahi rabbil âlemin”. (75/2)
Sonra Fâtiha der. Bu duâyı Peygamber efendimiz ve bütün Âlimler, Velîler okudular. Bunu okuyunca, karı-koca arasında, ölünceye kadar muhabbet mevcut olur. Rahat ve huzur içinde yaşarlardı. Evlerinden bereket eksik olmazdı. İki erkek şahidin yanında, erkekle kadın arasında “aldın mı ver din mi?” faslı yapıldığında nikah yapılmış, nikahın farzı yerine gelmiş olur. Geri kalan kısmı sünnettir. Ne kadarı yapılabilirse o kadar çok sevaptır.
(Müslüman haram işlemediği gibi suç da işlemez. Bunun için, önce Belediye nikah memurluğuna müracaat edip, buradaki resmi işlemleri tamamladıktan sonra dini nikah yapılmalıdır.)