Kalp Zikirle Gafletten Uyanır
Kalp Zikirle Gafletten Uyanır
Tasavvufta, iman ettikten sonra Allahu Tealâ’nın azametini bilerek marifete, marifetten muhabbete, muhabbetten de Allah’ın dostluk ve yakınlığına ulaşılır. Bunun için, kalbin Allah’tan gayrısından tasfiye ve nefsin kötü huylarından temizlenip terbiye edilmesi gerekir. Bu gayenin gerçekleşmesi için yapılması gerekenlerin başında zikretmek gelir.
Zikir, sözlük anlamıyla, bir şeyi hatırlamak, hatırda tutmak, unutmamak demektir. Zikrullah ise Allah’ı unutmamak, her an hatırlamak anlamına geliyor. Tasavvufta da, düzenli olarak vird edinilen zikirle Allahu Tealâ’nın ismi her gün tekrarlanarak kalbin gafletten kurtulmasına çalışılır. Çünkü zikir, nefse tesir ederek kulun Cenab- Hakk’a ulaşmasını sağlar. Allah’ın azametini kalpte duymaya yol açar, Allah’a dostluk ve yakınlık meydana getirir.
Allah’ı unutmamak için zikirle meşgul olmak gerekir. Zira Allah yolunda olanlar, zikrederek dünyaya kalben bağlılıklarından kurtulup, muhabbetle Rabb’lerine yönelirler. Zikrederek, Allah’ı unutmaya sebep olan tüm sevgileri bırakır, iman, marifet ve muhabbetle Allah’ı hatırlamanın hazzını, lezzetini yaşarlar.
Allahu Tealâ: “Kalpler ancak Allah’ın zikriyle mutmain olur.” (Rad, 38) buyurmuştur. Yani, kalp öyle yaratılmıştır ki, bütün dertlerinden, sıkıntılarından kurtulması, huzura, rahata ermesi ancak Allah’ın zikriyledir. Ebedi saadete ermesi Allah’ın zikrine devam etmesine bağlıdır.
Sahabe-i Kiram: “Amellerin en faziletlisi nedir ya Rasulallah?” diye sorduğunda Rasulullah s.a.v. Efendimiz’in cevabı da, “Allahu Tealâ’yı zikretmek” (Tirmizî, İbnu Mace) olmuştur.
Aziz Mahmud Hüdayi k.s. zikrin faziletini anlattığı şiirinde şunları söylüyor:
Dilden kederler dur (uzak) olur
Mahzun olan mesrur (sevinçli) olur
Zulmet (karanlık) Hüdayi nur olur
Envar-ı zikrullah ile.
İsterse ger (eğer) kalbin safa
Zikreyle Hakk’ı daima
Bimar (hasta) olan bulur safa
Timar (tedavi)-ı zikrullah ile.
Bel bağlayanlar hizmete
Talib olanlar vuslata
Ermiş Hüdayi vahdete
Esrar-ı zikrullah ile.
Kalpte Allah’tan gayrısı gölgeden ibarettir, asıl değildir. Nasıl ki, gölge insana bir fayda vermezse, kalpteki dünyevî sevgilerin de hiçbir faydası yoktur. Kalbi meşgul edecek herşeyi, tasavvuf büyüklerinin tavsiyeleri doğrultusunda, zikrederek kalpten çıkarmalıdır.
Rasulullah s.a.v.: “Dünyada, ‘Allah Allah’ diyenler bulundukça kıyamet kopmaz.” buyuruyor. Kıyamet kopmadan, özellikle kendi küçük kıyametimiz kopmadan zikredelim.
Unutmayalım ki, mahşer günü bize gereken kalb-i selimdir. Kalp de ancak zikrullah sayesinde selamete erişir.
Mehmet Ildırar – Semerkand Dergisi – Ocak 2002