YOLCU
YOLCU
Bir yerden başka bir yere, başka bir yerden bir başka yere gider dururuz.
Küçük olsun büyük olsun, az olsun çok olsun, hayatımızdaki yolculukların yolcusu oluruz.
Bazen sevinir, bazen üzülür ve bazen de yoruluruz…
Rüyasındaki yolculuğu gerçek zanneden yolcu gibi asıl yolculuğumuzu unutursak acep n’oluruz?
Yokluk âleminden, öteler âlemine olan yolculuğu hep seraplarlamı doldururuz?.
Ve sonunda;
Ya kelebek olma yolculuğunu tamamlayan tırtıllar gibi özgürlüğümüze kavuşur…
Ya da kozasına esir kalanları gibi kaynar kazanları buluruz…
Bir küçücük tırtıl, yumurtasındançıktıktan ve yuva yapmak için uygun bir dal bulduktan sonra salgıladığı ipiyle birlikte oraya aslılır… ve binlerce kere dönerek, yumurta misali bir yuva inşa eder kendine, ipiyle birlikte koza denilen…
Bu sürekli kalması ve yan gelip yatması için değildir elbet… kelebek olma yolculuğunu tamamlayabilmesi, gerekli aşamalar geçirmesi sonucunda kendisine göre sonsuz denebilecek güzelliklere kavuşabilmesi için…
Ne mutlu kozasından kelebek olarak çıkan tırtıllara…
Eyvahlar kozasına esir kalanlara… ipeğini almak için kozasıyla birlikte kaynar kazana atılanlara…
İbret vardır bunda, düşünen insanlara…
Bu sırrı anlayanlara…
Hayat yolculuğuna, esaretten kurtulmak için çıkanlara…
Kâmil Özkul