Rüya ve İlhamla Amel Edilir mi?
Bu yazıyı Semerkand Dergisinde okumuştum çok hoşuma gitti ve paylaşmak istedim.
İlim ve doğru ölçü hayatımızdaki yerini çoktandır yitirdi. Çoğu konu ve kavramda anlayış yanlış, ölçü yanlış. Rüya ve ilham, bu yanlışlık ve ölçüsüzlüğün merkezinde kalan binlerce konudan ikisi.
Rüya ve ilham nedir? Bilgi ve hüküm kaynağı olarak kullanılabilir mi? Bu konularda kimlere başvurulmalıdır? İşte soruların cevabı.
İnsanın uykuda gördüklerine rüya denir. (Mevsuatu Fıkhi-l-İslami) Salih rüyalarla ilgili birçok hadis-i şerif vardır. Efendimiz (A.S.) rüyanın, nübüvvetin kırkaltı şubesinden bir şube olduğunu belirtmiştir. (Müslim)
İlham, meleğin ifadesi ve işareti olmaksızın kalbe gönderilen bir manadır. (et-Takrir ve’t-Tahbir)
Feraset veya keşif, olayların hakikatini görmek veya anlamak demektir. Tabii ki bütün bunlar Allah’ın bir ikramıdır.
Rüya, ilham veya keşif yoluyla elde edilen bilginin İslama göre değeri nedir? Onunla amel edilebilir mi?
Bu mesele sıkça sorulan ve hataya düşme ihtimalinin yüksek olduğu bir konudur. Rüya, ilim ve keşif gibi manevi olaylar haktır ve yaşanan şeylerdir. Bunlar Allah’ın kullarına birer ikramıdır. Fakat bunlara şeytanın müdahale etmesi de mümkündür. Hangisinin hak, hangisinin batıl olduğunu ayırt etmek çok zordur. Yahut bunların ne kadarına şeytan musallat olmuş, ne kadarına olmamış meselesi, ince ve hassas bir meseledir. Bundan dolayıdır ki İslam âlimleri, rüya, ilham ve keşif konularında şu hükmü vermişlerdir:
“Rüya, ilham ve keşif dinî bir delil değildir. Bunlara dayalı olarak bir hüküm verilemez. Bunları gören kimse, başkalarını o yolla elde ettiği bilgilere davet edemez. Fakat gördükleri şeyler İslam’ın ölçülerine aykırı değilse, görenlerin kendileri onlara göre hareket edebilir. Zaten bu durumda İslam’ın mübah kıldığı dairede hareket etmiş olurlar.”
Saadat-ı Kiram, rüya ve keşif gibi manevi işlerin yüzde altmışına, yetmişine şeytanın karışabildiğini ifade ederek çok dikkatli olunması gerektiğini belirtmişlerdir.
Bütün bunlarla birlikte salih rüya ve ilhamın salih kullara Allah’ın bir ikramı olduğunu tekrar belirtmek isteriz. Ehil olan gönül erleri, bu gibi manevi hallerde görülenleri tabir ederek o insanın terbiye ve irşadında yararlanabilirler.
Rüyaların tabir edilmesi meselesine gelince, bu konuda da dikkatli olmak gerekir. Her önüne gelene rüya anlatılmaz. Gerçekten salih olan ve bu konuda ilmi bulunan kimselere rüya anlatılabilir. Tasavvuf yolunda rüya ve haller mürşide veya varsa onun özellikle rüya tabiri için görevlendirdiği kimselere arzedilebilir. Böyle bir görev verilmeyen kimselerin ne kadar bilgili olurlarsa olsunlar rüya ve manevi haller konusunda yorumda bulunmamaları icab eder. Aksi takdirde o insana zarar vermiş olurlar.
Kemal Süleymanoğlu