Sırf zengin olduğu için kimseyi gözünde büyütme. Çünkü bütün dünya ve içindekiler Allah katında küçüktür. Dünya ehlini gözünde büyüttüğün an, dünya büyümüş, ancak sen Allah katında küçülmüş olursun.
Dünyalık elde etmek için sakın dininden ve edebinden bir şey verme. Böyle yaparsan, değil Allah katında, kendilerine şirin gözükmek istediğin insanların gözünde de düşmüş olursun. Ayrıca eline de bir şey geçmez. Hem dinden, hem dünyalıktan olursun. Böyle davranmakla eline dünya malı geçerse, hayırlı olanı verip adi olanı almış olursun ki, sonuç yine zarardır.
Yüce Rabbinin takdir ve tecellilerine razı ol. İnsanlara ve özellikle dünya ehline halinden şikayet etme. Sonra Allah seni onlara bırakır, perişan olursun.
Kendin zengin isen, kimseye ihtiyacım yok diye kibirlenme. Çünkü Allah Tealâ bir gün seni beğenmediğin o kimselere muhtaç eder ve sana kibrinin cezasını çektirir.
Her gördüğüne hemen vaaz ve sohbete başlama. Bak, söylediğini anlar ve alır durumda ise sohbet et; değilse sükutu tercih et. Buna dikkat etmezsen, çoklarıyla bozuşursun.
Bir şahsı hedef alarak kimseye öğüt ve nasihat verme. Sadece, ortada olan ve çokları tarafından yapılan bir kusura dikkat çekmek için konuş. İnsanlardan bir iyilik gördüğün zaman önce Allah’a şükret, sonra ona vesile olan kimseye teşekkür et. Nimeti göndereni unutma, getireni de ihmal etme.
İnsanlardan bir kötülük gördüğün ve bir kınama ile karşılaştığın zaman, hemen karşılık vermeye, kendini temize çıkarmaya kalkma.
Sana kötülük yapanları Allah’a havale et, kötülüklerinden O’na sığın. Eğer intikamla uğraşırsan, daha büyük zararlarla karşılaşırsın ve ömrünü boş yere harcamış olursun.
Seninle uğraşanlara; “Ben iyi bir adamım, lakin siz kıymetimi bilemiyorsunuz!” deme ve böyle düşünme. İyi bil ki, gönüllere sevgi veren ve dilediğini kullarına sevdiren sadece Allah Tealâ’dır. Senin hakkın olan sevgi sana gelir, endişe etme.
İnsanların içinde bulunduğun zaman, onların doğru sözlerine kulak ver, kötü sözlerine karşı sağır ol. Konuşunca hakkı muhafaza etmek için konuş. Yanlış işler için bir kelime bile sarf etme.
Her gördüğün kimse ile sohbet etme, herkesle beraber olayım deme. Çünkü insanların çoğu sende gördüğü yanılmaları hoş karşılamaz, hatalarını aff etmez, kusurlarını örtmez. Üstelik sende gördüğü bir kusuru yayar, dostlarınla aranı açar.
Arkadaş olacağın kimseyi iyi seç, onu dene, tanı.
Arkadaş avranışlarını kontrol et. Kendisiyle yolculuk yap, alışverişte bulun. Ona çok muhtaç olduğun andaki davranışını gör.
Eğer bütün bu hallerde kendisinden hoşnut ve razı olursan onunla arkadaş ol. Senden büyükse onu baba gibi say, küçükse evlat gibi sev, sahip çık.
Sana Allah’ı hatırlatacak bir arkadaş bulunca ona sımsıkı sarıl, ondan ayrılma, onu küçümseme. Onu kendin için bir devlet bil. Böyle kimseler mümin için bir ganimettir. İyi arkadaş yalnızlıktan hayırlıdır.
Pek tanımadığın bir müslüman sana bir ikramda bulunursa, onu güzel niyetle kabul et. “Bunu nereden aldın, bu haram mıdır, helal midir?” diye sorma. Adamın müslüman olması ve malın da elinde bulunması senin için kâfidir. Boşuna vesveseye düşme. Devir bozuktur, araştırmak lazımdır, deme. Müslümana kötü zan beslemek helal değildir.
Sana karşı kötülük yapanları aff edip onlara iyilik yapman bir fazilettir. Fakat başkalarına zulmeden ve Allah’a isyan eden kimselere ihsan ve ikram edilmez. Çünkü zalime ihsanda, mazluma haksızlık vardır. Mazlumun hakkına riayet daha mühimdir.
İnsanı gıybetten ve başkalarını kötülemekten iki şey alıkoyar: Birincisi, kendi kusurlarını düşünmek ve onların tedavisiyle meşgul olmak, ikincisi de zikrullah ile arkadaş olup dilini tutmak.
Huccetü’l-İslâm İmam Gazalî (rh.a.) – Semerkand Dergisi