Etiket: tasavvuf

KIYMETLİ OLAN GİZLİDE DURUR

Kıymetli Olan, Gizlide Durur “Harâbât ehlini hor görme zâkir.  Defineye mâlik virâneler var.” Kıymetli olan, gizlide durur. Gizli olana hoyrat eller, bîgâne gönüller bulaşamaz. Ne ki sebîl olmuştur, fedâ olunmuş demektir. Kıymeti hâiz değer, özen ister, âşinalık ister. “Her sıradan insan anlasaydı ilâhî kıymet ve fazîletleri, ötelerden gelen bunca irşâd ediciye ne gerek kalırdı…” Eski

TASAVVUFUN DİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ (S. MUHAMMED SAKİ EROL )

TASAVVUFUN DİNDEKİ YERİ VE ÖNEMİ (S. MUHAMMED SAKİ EROL )   Din, Yüce Allah’ın kullarını terbiyesinden ibarettir. Bu terbiye üç temel alanda gerçekleşmektedir. Birincisi inanç, ikincisi ibadet, üçüncüsü de ahlaktır. Din inanmakla başlar; ibadet ve taatle yaşanır. Edeb, güzel ahlak, ilahi sevgi, kalp temizliği, nefis terbiyesi ile Allah’a dostluğun tadına varılır. Şu halde kâmil bir

TASAVVUFUN KAYNAĞI

Tasavvufun Kaynağı İslâm’ın daveti insan içindir. Davetin hedefi, ilâhî terbiye ile buluşmaktır. İnsanların fıtratları çok değişiktir. Her bir insanın Allah ile muhabbeti ve münasebeti taşıdığı fıtrata göre farklılık arzeder. Bunu ifade için ârifler,”Allah’a giden yollar mahlûkatın sayısıncadır” derler. İşte tasavvuf büyükleri, dinin asıllarından hiçbir taviz vermeden, değişik usuller kullanarak insana ulaşmaya, onu keşfetmeye, kabiliyetlerini geliştirip

TASAVVUFÎ HAYAT

Tasavvufî Hayat Tasavvuf bir din değildir, dini anlatmanın ve yaşatmanın en kolay yoludur.  Allah ve Resûlü’nün (s.a.v.) öğrettiği edep üzerine kurulmuş manevî ve ahlâkî eğitim sistemidir.  Temel metodu, aşk ile gönülleri Hakk’a bağlamaktır. Temel usulü, tövbe, ihlas, farzları eda, haramlara veda, zikir, rabıta, sohbet, hizmet ve edeple nefsi terbiye etmektir. Hedefi, Allah Tealâ’nın rızasına ulaşmış

TASAVVUF VE MANEVİ HAYATIMIZ

Tasavvuf ve Manevi Hayatımız S. Muhammed Sâki Erol‘ün kaleminden, Hayat Dengemiz adlı kitabından alınmıştır. Tasavvufu çok güzel açıklamıştır. Kısa bir böümünü aldım devamını yazmaya çalışağağım. Hedefi Allah rızası olan bir hareketin, ilâhî ölçülere uyması şarttır. İlâhî ölçüler Kur’an ve sünnetle belirlenmiştir. Kur’an ve sünnetin ortaya koyduğu ölçülerin tamamına İslâm dini adı verilir. İslâm dini, iman,