Sufiliğin İç Yüzü Gerçek sufi, Allah sevgisi ile safi olmuş, huzur bulmuş kimsedir. Sufiliğin iç yüzü ilâhî aşk, dış yüzü güzel ahlâktır. Arifler sufiliği kısaca böyle tarif etmişlerdir. Bunlardan başkası boştur. Adını bildiğimiz ya da bilmediğimiz birçok ilim dalı var. Bunların her biri konusuna göre kıymet ve önem taşıyor. İlimlerin konuları, aynı zamanda hedeflerini de
SEYR‐U SÜLÛK Genel ad seyr-u sülûktur. Seyr‐u Sülûk: İki sözcükten oluşan Arapça bileşik bir terimdir. Sözlükte: Seyr, Yürümek; Sülûk ise, gitmek ve yola girmek demektir. İkisi de ilmin, bilginin ilerlemesidir. Madde hareketi değildir. Tasavvuf ise mistik usullerle özel bir eğitimden geçmek demektir. Yani cehaletten ilme, kötü huylardan güzel ahlaka, kulun fanî varlığından Allah Teâlâ’nın varlığına yönelmesidir. Sülûk,
Duamızın Kabul Olunduğuna Dair Bazı Alametler Dua eden kimsenin elinde olmadığı halde: Huşu Gelmesi Kendisine ağlama hâsıl olması Bir ağırlık gelmesi Kendisinde aksırma meydana gelmesi Terleme hali meydana gelmesi
Kalp Selâmetinin Önemi “O gün ne mal fayda verir, ne de evlat! Ancak Allah’a temiz bir kalp ile gelenler (kurtulur).” (Şu’arâ Sûresi: 88-89) Bu ayet-i kerimede kulu ahirete kurtaracak olan bütün amel ve davranışların, neticesinde kalbin selametine bağlı olduğu ve kalp selameti kaybolduğu zaman ne malın, ne de evladın kişiye herhangi bir fayda vermeyeceği beyan buyrulmaktadır.
Tasavvufun İnkarındaki Sebepler Günümüzde İslam adına söz söyleme mevkiinde olan-olmayan herkesin İslam adına konuştuğu acı bir gerçektir. Birkaç kitap karıştırmak dergi ve gazete sütunlarında neşredilen yazıları takip etmek, sanki insanımıza İslam Dini hakkında hüküm verme selahiyeti (yetkisi) bahşediyormuş gibi, artık her ferdin kendine göre bir doğrultusu var. Adeta herkes her şeyi biliyor, herkes, her konuda