Şeytanın Eli Avucumdadır Huzeyfe (r.a.) anlatıyor: “Resulullah’ın (s.a.v.) yanında yemeğe oturunca, yemeğe başlamadıkça, elimizi yemeğe uzatmazdık. Bir seferinde yine onunla yemeğe oturmuştuk. bir küçük kız çocuğu geldi, sanki arkasından bir iteni var gibi hemen elini yemeğe uzattı. Hz. peygamber (s.a.v.) onun elinden tuttu. Arkadan bir bedevî geldi, sanki onunda arkasından iten biri vardı, alelacele o
Resûlullah (sallallahü aleyhi vessellem) Efendimiz; Ölünüzün başında Yâsin’i okuyun. İbn-i Hibban demiş ki; “Ölüden kasıt, ölüme yaklaşan kişi demektir. Yoksa ölüye okunmaz.” Resûlullah (sallallahü aleyhi vessellem) Efendimizin hayatında ölü ölüme yaklaştığı saat içindeşöyle denilir idi; “Ya Rabbi filan oğlu falana, mağfiret et. Yatacağı yeri hoş kıl, kabrini genişlendir. Ölümden sonra ona rahat ver, onu peygamberine
Hazret-i Ümmü Gülsüm (r.a) Ümmü Gülsüm radıyallahu anha, Rasûlullah sallallahu aleyhi vesellem efendimizin üçüncü kızı… Mekke müşriklerinin şiddetli ambargoları altında büyüyen çilekeş bir genç… Annesi ve iki ablasının vefatlarını küçük yaşta gören sabır ve metanet sahibi bir iman eri… Ablası Rukıyye (r.anhâ) ile kader çizgileri birbirine benzeyen ikiz gibi iki kardeş… Her ikisi de iman
Kurtubi, ölümün, Peygamberler için şiddetli olmasındaiki fayda var, demiş. Birincisi, faziletlerini tekmil etmek, derecelerini yükseltmektir. Bu bir eksiklik bir azap değildir. “İnsanların en fazla belaya uğrayanları peygamberler ve bunlara benzeyenlerdir.” Bu hadisin ifade ettiği kemâl sıfatıdır. İkincisi, insanlara ölüm acısını göstermektir. Çünkü ölüm gizli bir şeydir. İnsan sekeratta olan bazılarının yanına gider. Hiç bir ızdırap