Kırk Hadis-i Şerif 2. Rahmeti Gazabımı Geçti. Bu hadis-i şerif bir ‘kudsi hadis’tir. Yani mana bakımından Cenab-ı Hakk’a, sözleri bakımından Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz’e aittir. Cenab-ı Hak hem rahmet hem de gazap sahibidir fakat rahmeti gazabından çok daha geniştir. Zira o gafur ve rahimdir, kullarına çok merhametlidir. Rahmeti ile dünyada bütün kullarına nice nimetler bahşeder,
Kırk Hadis-i Şerif 1. Cennetin Bedeli, “Lâ ilâhe illallah”tır. “Cennetin bir bedeli var mı?” diye sorulduğunda, Hz. Peygamber s.a.v. Efendimiz bu hadis-i şerifte zikredilen cevabı vermişlerdir. “Lâ ilâhe illallah: Allah’tan başka ilah yoktur” sözü kelime-i tevhiddir ve Müslümanlığın giriş kapısıdır. Bu sözle alemlerin mutlak hakiminin Allah olduğu, gerçek hükümranlığın sadece O’na ait bulunduğu kabül edilmiş olur.
Şeriata Uymak Saadet Yoludur Allahü Teâlâ’yı tanımayı anlatmak uzundur. Bu kitaba sığmaz. Bu tanımanın tamamını aramaya teşvik ve tenbih için bu kadarı yetişir. Saadetin tamamı, bu marifetten insanın alabildiği kadar almasıdır. İnsanın saadeti, Allahü Teâlâ’yı tanımakta ve ona kulluk ve ibadet eylemektedir. Marifetin, yâni Allahü Teâlâ’yı tanımanın, saadet-i ebedi olmasının sebebi daha önce anlatıldı. Kulluk
Zikrin Çeşitleri Zikir kalp ile ve dil ile yapılabilir. En faziletli olanı ise, hem kalp hem de dil ile beraber yapılanıdır. Eğer ikisinden biri yapılacaksa, kalp ile yapılan daha üstündür. Sonra, biz kalp ile yapılan zikir daha üstündür dediysek de dil, ile yapılan zikir, riya karışacak korkusuyla terk edilmemelidir. Her iki zikri beraber yapmalı ve
Kurtuluş Sebebi Şunu belirtelim ki, Allahu Tealâ’yı bir şekilde zikretmek farzdır. Bu zikrin bir sayısı ve sınırı yoktur. Müminlere verilen ilâhi emir şudur: “Allah’ı çokça zikredin ki, kurtuluşa eresiniz.” (Enfal/45) “Ey iman edenler! Allah’ı çokça zikredin. O’nu sabah akşam tesbih edin.” (Ahzap/41-42) “Allah’ı çokça zikreden erkekler ve kadınlar var ya, Allah onlar için bir mağfiret