Allah Rızası İçin Dini Hikaye; Ebû Hafs-ı Haddâd, Ebû Bekr-i Şiblî’nin evinde kırk gün misâfir kaldı. Çeşit çeşit yemeklerini yedi. Ayrılıp giderken yanına vardığında; “Ey Şiblî! Eğer yolun Nişâbur’a uğrarsa, yanıma gel! Misâfirperverlik nasıl oluyormuş, sana öğretirim.” dedi. Şiblî de; “Ben ne yaptım ki?” deyince;
Arkamdan Ağlama Öldüğüm gün tabutum yürüyünce, bende, bu dünya derdi var sanma. Bana ağlama,”Yazık-yazık, vah-vah deme. Şeytanın tuzağına düşersen vah-vah’ın sırası o zamandır, yazık-yazık o zaman denir. Cenazemi gördüğün zaman ”ayrılık-ayrılık” deme. Benim buluşmam, görüşmem o zamandır. Beni mezara koyunca”elveda”demeye kalkışma. Mezar cennet topluluğunun perdesidir.
Elveda… Gelişiyle memnun, gidişiyle mahzun edene sevgili deniyorsa eğer; Ramazan mü’mine sevgilidir. Dikkat buyurunuz herkese değil; mü’mine. Ramazan geliyor diye sevinmek, gidiyor diye mahzun olmak iman alâmetidir buyurmuşlar. 1438 yılının Ramazan-ı Şerif’i alıp başını gidiyor ve biz kalbimizdeki hüzne bakıp imanımız hakkında bir fikir sahibi olabiliriz sanırım. Hassas terazi, müthiş muhakeme, ulvî mihenk: Ramazan! Diyeceksiniz
Her An Bir İmtihan İçindesin Yaptığın her işte bir imtihan içindesin. Yaşadığın her olayda, her kararda bir imtihan içindesin. Karşına gelen her acı senin uyanman içindir aslında. Allah sana acıyı bir fırsat olarak gönderir. Şeytan ise acıya isyan ettirir ve genelde insanlar farkında olmadan şeytanın yolunu seçerler. Ben Allah’tan isterim, verirse dileğimi, verdikten sonra hamd
Şeyh Sâdî’nin Rüyasındaki Müjde Rivayete göre, Şeyh Sâdi (rahimehullah) şevk ile atmış sene Allah’a ağlayıp yalvarmış. Sonra rüyasında kendisini. içinden miskler akan bir nehrin kenarında görmüş. Orada çok güzel cariye kızlar varmış ve hep bir ağızdan şöyle diyarlarmış: